ŞİDDETİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ - Hempa Entelekya

ŞİDDETİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

Şiddet…

     Şiddet kavramı çoğumuzun aklında bir takım imajinasyonlarla yer almaktadır. Şiddet dediğimiz eylem sıkılan bir yumruk, atılan bir tekme, kim bilir yüze indirilen bir tokattır belki de? Değil mi? DEĞİL. Bu yazımda sizlerle şiddetin görünmeyen yüzünü inceleyeceğiz.

İlk olarak şiddetin tanımına bakmamız gerekirse “şiddet güç veya baskı kullanarak kendine, bireye ya da bir gruba yönelik olan sonucunda ruhsal ya da fiziksel zarar veren eylemlerin tümüdür.” Tanımdan da anlayacağımız gibi şiddet sadece fiziksel boyutu olan bir eylem değildir. Fakat toplumlarda ele alınan şiddet kavramı genellikle fiziksel boyut ile sınırlı kalır ve psikojik şiddet göz ardı edilir. Yüze indirilen bir tokat kadar ruhumuza indirilen tokat da benliğimizde büyük yıkımlara neden olmaktadır.

Psikolojik şiddet içine doğduğumuz aile yapısı içerisinde başlayabileceği gibi ilerleyen yıllarda sosyal ilişkilerimizde de ortaya çıkabilir.  Peki,  psikolojik şiddete maruz kaldığımızı nasıl anlarız? Gelin bu belirtileri birlikte ele alalım.

v  İçerisinde bulunduğunuz ilişkide istemediğiniz bir durum olduğunda baskı görmekten çekindiğiniz için hayır diyemiyorsanız ve karşı tarafın yönlendirmelerine boyun eğiyorsanız,

v  Kendi hayatınız ile ilgili bir karar alırken tek başınıza almaktan korkuyorsanız ve karşı tarafın onayını almadan verilen kararın suçluluk ve korku duygusuna sebep olması,

v  Bireyin içerisinde bulunduğu şiddet ortamıyla ilgili farkındalığının engellenmesi amacıyla çevreden ve toplumdan soyutlanması, dış dünyadaki bireylerin getireceği düşüncelerden etkilenmemesi için gerek ailesiyle gerek sosyal çevresiyle iletişiminin kısıtlanması,

v  İlişki içerisinde duygularınız yok sayılıyorsa ve önemsenmiyorsa, genellikle karşı tarafın istekleri ve duyguları doğrultusunda yönlendiriliyorsanız,

v  Çatışma ortamlarında genellikle haksız taraf olarak ilan edilme ve bunu baskı ile kabul ettirilmesi,

v  Birçok konuda yıkıcı eleştirilere sıklıkla maruz kalma,

v  Bireyin utanç duyacağı bir olayın koz olarak kullanılarak bireyin bu doğrultuda manipüle edilmesi,

v  Bireyi kendine muhtaç bırakılması, elinde tutulması için en önemli kurtarıcısının yani maddi dayanağının elinden alınması, bireylerin kendilerinde olması gereken finansal kontrolün zamanla karşı tarafa geçmesi, bireyin kendi maddi olanaklarına sınırlı erişmesi,

v  Zaman içerisinde bireyin kendine ait bir özel alanı kalmaz, sosyal medya şifreleri, arkadaşlarıyla olan paylaşımları gibi özel konular hakkında her şeyi karşı taraf bilmek ister,

v  Günlük yaşantısındaki yaptığı eylemlerde sürekli karşı tarafı bilgilendirme ihtiyacı hissetme bu tarz bilgilendirmeleri yapmadıklarında ise olacaklardan korku duymaktadırlar,

v  Bireyin hayatı genellikle karşı tarafın onayını almak üzerine kuruludur bu nedenle bireyin önceliği genellikle karşı taraftır,

v  İşler istenildiği gibi gitmediğinde karşı tarafın bireyi tehdit etmesi ve bu yolla sindirmesi,

v  Bireye kızıldığında cezalandırma yöntemi olarak kişiyi sevgiden mahrum bırakma,

v  Bireyin yaşantısına yönelik hayal ve hedeflerinin değersizleştirilip ikinci plana atılarak daha çok karşı tarafın hayal ve hedeflerine odaklanılması ve benzerinde belirtiler psikolojik şiddete maruz kaldığınızın bir göstergesi olabilir.

     Psikolojik şiddete maruz kalan bireyler suçluluk, yalnızlık, korku, çaresizlik, kendine güvensizlik, gerginlik ve huzursuzluk gibi duyguları yoğun bir şekilde yaşamakta ve sonucunda ise bireylerde akut stres bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete bozuklukları, alkol madde bozukluğu, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar görülebilmektedir. İleri boyutlarda ise bireyde kendine zarar verme veya intihar girişimleri de ortaya çıkabilmektedir.

Benliğimizde bu denli büyük yaralar açan şiddet türüne dur demek yine bizim elimizde sayın okur. “Sevgisi yüzünden kısıtlıyor, sevgisinden kıskanıyor, sevgisini böyle gösteriyor.” tarzı düşünce biçimleri farkındalığınızın önünde en büyük engeldir. İçerisinde bulunduğunuz ilişkilerde yaşanılan duygu ve düşünceleri, ortaya konulan davranış biçimlerini gerçekçi bir biçimde ele alınmalı ve yaşanan şiddet kabul edilmelidir. Gerektiğinde hayatın akışına müdahale etmek, değişim için zor da olsa bazı kararlar almak ruh sağlığınız için çok önemli. Ruhunuzun ölmesine izin vermeyin.

 

Duygusal şiddet, bedenin ölümüyle sonuçlanmıyor, ruhu öldürüyor.”

 

                                                  Burcu ŞAHİN



Yorum Gönder

0 Yorumlar