Kendi hayatına şekil
vermenin, sağlıklı iletişim kurabilmenin, başkalarını tanıyabilmenin ilk yolu
kendini tanımaktan geçer. Peki ya insan kendini nasıl tanır? Kendini nasıl
tanımlar? Herkesin aynılaştığı, belki de sosyal kabul isteğiyle onaylanmak
istediği, sevmekten çok sevilmeye yöneldiği, düşünmekten çok kabul etmeye
meyilli olduğu bir akışta başkaları ile benliği arasında sıkışıp kalan “ben”
kendini nasıl bulabilir?
Kendini tanıma öncelikle
ilgi alanlarının farkına varma, gerçekleştirdiklerimi veya gerçekleştirmek
istediklerimi ben ne ölçüde istedim ve istiyorum sorularını bireyin kendine
yöneltmesiyle başlar. İnsan; toplumla iç içe olan, çevresiyle aktif olarak iletişim
ve etkileşime geçen bir yapıya sahiptir. Bu bağlamda bireylerin herhangi bir
karar alırken çevresinden etkilenmemesi, beslenmemesi ve bağımsız olması söz
konusu değildir. Fakat bu bağımsız olmama ne düzeydedir bunu bilmek ve düşünmek
gerekmektedir. Kendini tanıma toplumdan uzaklaşmak olarak algılanmamalıdır.
Hayatımızda birçok kere yaptığımız düşünmeyi derinleştirip kendimize yöneltmek
ve farkına varmaktır kendini tanıma.
Antonio Mora
Kendini tanıma dediğimiz
bu süreç her bireyde farklı şekilde ilerler. Çünkü her bireyin kendine ait bir
penceresi vardır. Olayları algıladığı, anlamlandırdığı, karar verdiği, ders
çıkardığı… Sorgulamak ve farkına varmakla başlayan bu yolculuk yerini kendini
tanımaya ve değişime bırakır.
Kendini Tanımaya
Yarayacak İpuçları
1.
Ben kimim?
2.
Beni ben yapan
özelliklerim neler?
3.
Şu an olduğum yere
kendi istediğimle mi geldim?
4.
Çevrem kararlarımı
ne kadar etkiliyor?
5.
Gelecek planlarım
neler ve bu planları ben mi şekillendiriyorum?
6.
Yapmaktan zevk
aldıklarımın ne kadarı benim tercihim?
7.
Sevilmeme ve kabul
görmeme korkusu beni ne ölçüde sınırlandırıyor?
8.
Kendime göre “ben”
ile başkalarına göre “ben” hangi noktalarda kesişiyor ve farklılaşıyor?
9.
Olumlu
özelliklerimin yanı sıra olumsuz özelliklerimin de farkında mıyım?
VE
EN ÖNEMLİSİ MUTLU MUYUM?
KİTAP ÖNERİSİ
“Yaşamın anlamına ilişkin sorular, genel ifadelerle
yanıtlanamaz. Tıpkı yaşamdaki işlerin son derece gerçek ve somut oluşu gibi,
“yaşam” da bulanık bir şey değil, son derece gerçek, son derece somut bir şey
anlamına gelir. Bunlar, her bireyde farklı ve eşsiz olan kaderi oluşturur.
Hiçbir insan ve hiçbir kader, bir başka insanla ya da kaderler kıyaslanamaz.”
Kendini Arayan İnsan –
Rollo May
“Boşluk duygusu
genellikle insanların, hayatlarına yahut içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin
etkili bir şey yapmaktan aciz olmalarını hissetmelerinden kaynaklanır. İçsel
boşluk duygusu, kişinin yılların birikimiyle hayatına yön verme, başka
insanların ona olan davranışlarını değiştirme yahut içinde bulunduğu dünyayı
etkileme gücünün olmadığına dair inancının bir sonucudur.”
1 Yorumlar
Bence çok doğru yerinde ve bu okuduklarımdan sonra kendimi düşündüren bir yazı, başarılı bir yazı..........
YanıtlaSil