Diyelim ki
Hz. Muhammed hiç doğmadı, veya kendisine vahiy inmedi ve sıradan bir insan
olarak hayatına devam etti. Tarihin akışına yön vermiş, milyonlarca mensubu
olan semavi bir dinin yokluğu neleri değiştirirdi, hiç düşündünüz mü? Tarihle
ilgili varsayımsal yorumlar yapmak çok zordur, ve bu yazıda belirtilen hiç bir
şeyin doğruluk payını hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Yine de ‘imkansız
olasılıklar’ üzerine düşünmenin eğlenceli olduğunu düşünerek sizlere bu seriyi
hazırladık. Öyleyse İslam dininin hiç var olmamış olması ihtimalinin nelere sebep
olabileceğine maddeler halinde bir göz atalım.
- Arabistan’da cahiliye döneminin
bitmesi çok daha uzun sürecekti.
İnsanlar kim bilir ne zamana kadar kız çocuklarını utanç kaynağı olarak
görmeye, helvadan yapıp sonra yedikleri putlara tapmaya, kadınları zorla fuhuşa
sürüklemeye ve daha pek çok çirkin adete devam edecekti. Bu ahlaksızlıkların
geniş bir döneme yayıldığını varsayalım. Dünya sosyolojik açıdan şuan çok daha
kötü bir yerde olurdu.
- Araplar siyasi birliklerini çok
daha geç sağlayabilirdi, veya sağlayamazdı. İslamiyet gelmeden önce Arap Yarımadası’nın çoğu
bölgesinde siyasi birlik olmadığı gibi putperest kabileler bu bölgelerde
baskınlık kuruyordu. Tarihçilerin deyimiyle Mekke’de bir “Tüccar Cumhuriyeti”
mevcuttu. Mekke’nin İslam ordusu tarafından fethiyle İslam Devleti anlayışı
kabul görmeye başlarken, fethi takip eden yıllarda Arabistan’ın çeşitli
bölgelerinden kabileler Müslüman olduğunu bildiriyordu. Kısaca, Arap
Yarımadası’nda İslamiyet’in gelişi sayesinde kurulan siyasi birliğin bugün
mevcut olup olmayacağı meçhul.
- Bizans ve Sasani devletleri çok
daha uzun ömürlü olacaktı. Sasaniler’in
ilk İslam Devleti’yle girdiği yıllarca süren mücadelelerden yenik çıkarak
yıkıldığı, ve Bizans’ın Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle sona erdiği
düşünülürse İslam etkisi olmadan bu iki devlet varlıklarını daha rahat bir
şekilde sürdürecekti. Bu sebepten dolayı büyük ihtimalle Bizans-Sasani
savaşları da çok daha uzun bir sürece yayılacaktı.
- Daha güçlü bir Bizans, yıllar sonra Orta Asya’dan gelecek olan Türk halklarına karşı daha dirençli olabilirdi. Belki de Türkler oraya gelene kadar Persler tarafından durdurulmuş olurdu. Ayrıca bu iki imparatorluktan biri büyük ihtimalle Moğollar’a karşı daha iyi mücadele verecekti.
- İran hala zerdüşt olabilirdi. Bizans ile savaşmaktan ve çeşitli
sebeplerden tükenen Sasani İmparatorluğu Müslümanların fethinden sonra
İslamlaşmaya başlayınca Zerdüştler dünyada azınlık haline geldi. İslamiyet
gelmeseydi, İran Zerdüştlüğe devam ederdi veya büyük ihtimalle dünyada
baskınlık kuracak olan Hristiyanlığın etkisi altına girerdi. Belki de şuan
dünya haritasında İran İslam Cumhuriyeti yerine, İncil’e dayalı kurallarla
yönetilen bir İran devletine sahip olurduk. Kim bilir?
- Hindistan tarihinde Batı’dan gelen
Türk istilalarının etkisi olmayacaktı.
İslam dini Hindistan’a Gazneli Mahmut’un Hindistan seferleri sayesinde
yayılabilmişti. Aynı zamanda Güneydoğu Asya’da hiçbir Müslüman devlet
bulunmayacak, büyük ihtimalle Budizm ve Hinduizm çok daha yaygın olacaktı.
- Dünya haritasında Pakistan
olmayabilirdi. Yaklaşık
olarak ikinci dünya savaşına tekabül eden yıllarda, Hindistan İngiliz
sömürüsünden kurtulmaya çalışan esaret altında bir ülkeydi. Tam o sırada Hindu
egemenliklerinin kendi kültürlerine zarar verdiğini iddia eden Müslüman bir
grup, “Müslüman Cemiyeti Kongresi”nde toplanarak bağımsız bir Pakistan devleti
kurulmasını kararlaştırmıştı. İslam dini gelmemiş olsaydı, Pakistan
Hindistan’dan hiç ayrılmamış olabilirdi. Tüm bunlara bağlı olarak günümüzde
Hindistan ve Pakistan arasında hala devam eden Keşmir Sorununun da yaşanmamış
olacağını söyleyebiliriz.
- Doğal olarak Bangladeş de
haritadan silinebilirdi.
Bangladeş’in Pakistan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra ‘Doğu Pakistan’
adıyla Pakistan’a bağlandığını hatırlayalım. Ülkenin doğu-batı olarak ikiye
bölünmesinden sonra ortaya çıkan etnik sorunlardan dolayı çıkan çatışmalar
sonucu Bangladeş Pakistan’dan ayrılarak bağımsız olmuştu. Kısaca, zincirleme
sebeplerden dolayı Pakistan yoksa Bangladeş de yok diyebiliriz.
- Sihizm dini var olmayabilirdi. Guru Nanak isimli Hindistanlı bir
düşünür, İslam’ın tevhide dayalı ve sınıfsal ayrımcılığı reddeden
öğretilerinden etkilenmiş ve bunları esas alan Sihizm dinini kurmuştu. Bu
öğretilerin hiç var olmadığını varsayarsak bunlardan esinlenemeyen Guru Nanak
Sihizm dinini hiç oluşturmayabilir, veya farklı esaslara dayalı başka bir din
meydana getirebilirdi.
- Düşünce, sanat ve bilim
konularında dünya çok daha geride olurdu. İslam’ın öğrenmeye ve üretmeye teşvik eden
öğretilerinin rehberliğinde pek çok Müslüman bilim ve düşünce adamının ortaya
çıktığını biliyoruz. Özellikle Hristiyanlar için kilise baskısı ve
kısıtlamalarla geçen Orta Çağ’da, İslam dini bu insanlarla altın çağını yaşadı.
Felsefe, teknoloji, sanat, edebiyat gibi alanlardaki önemli eser ve buluşların
ortaya çıkması çok daha uzun sürebilirdi.
Elbette
bunlarla sınırlı değil. İslam gibi bir dinin yokluğu çok daha fazla şeyi
değiştirirdi fakat tarih üzerine konuştuğumuz için ihtimallerin sonu asla
gelmiyor. Biz sizlere meydana gelebilecek belli başlı değişimleri kısaca
listeledik. Serinin bir sonraki yazısında, ilgi çekici bir ‘imkansız
olasılık’la karşınızda olmak dileğiyle.
0 Yorumlar