İçine doğduğumuz bu dünyaya gelirken elbet elimiz kolumuz boş gelmiyoruz. Bizi biz yapan şeyleri de kefemize yükleyip geliyoruz. Düşündünüz mü hiç; sosyal ve ruhsal dünyanızda şu anki var olduğunuz kişiyi neler oluşturuyor? Elbet bu sorunun cevabında birçok bileşen mevcuttur. Fakat bana göre en komplike olanı yani duyguları öncelikle ele alacağım.
Bildiğiniz gibi birçok duygu var ve hepsi bizim için. Yaşadığımız süre zarfında birçok duygu hissediyoruz. Kimi duygularla yeni tanışıyor, kimisinden ezeli düşman gibi köşe bucak kaçıyoruz. Belki bazı duygularla hiç tanışmıyoruz bile. Bu nedenle kapımızı çaldığında afallayıp ne yapacağımızı bilemiyoruz.
Bizi biz yapan bu denli yaşamımızla iç içe geçmiş “duygu” kavramı nedir? Duygular; spesifik bir uyaranın tarafımızdan yorumlanışına cevaben salgılanan kimyasallar ile oluşan tepkimelerdir. Her birey bulunduğu şartlara uygun şekilde duygulanım içerisinde olurlar. Mesela bir yakınımızı kaybettiğimizde üzülürüz, uzun zamandır almak istediğimiz bir haberi aldığımızda mutlu oluruz ya da beklemediğimiz bir durumla karşı karşıya kaldığımızda şaşırırız. Psikoloji alanında tanımlanmış birden çok duygu vardır ve kimi araştırmacılara göre evrende bulunan insan sayısı kadar duygu olduğuna inanılır.
Peki, bu duyguları her zaman doğru yerde, doğru sürede ve doğru miktarda kullanıyor muyuz? Evet, tahmin ettiğiniz gibi kullanmıyoruz. Yaşadığımız duygunun kullanıldığı yer, miktar ve süresi ruh halimizi de etkilemektedir. Hatta yaşanılan bu duygusal süreç kötüye gittiğinde ve kontrol altına alınmadığında psikoloji literatüründe yer alan duygu durum bozukluklarını oluşturmaktadır. Duygu durum bozukluğu denildiğinde toplumda yaygın görülen ve tedavi edilmediğinde ölümle sonuçlanabilecek önemli bir psikolojik rahatsızlık olan “Bipolar Bozukluk” akla gelmektedir. Gelin birlikte bu psikolojik rahatsızlığı inceleyelim.
Bipolar bozukluk “maniden depresyona kadar uzanan ruh halindeki aşırı değişiklikler” olarak tanımlanır. Dünyada her 100 kişiden 1-2’sini etkileyen bu bozukluk, sıklıkla duygu durumunda aşırı yükselmelerden çöküşlere ve yine yükselmelere dönüşen ve çoğu zaman aralarda normal duygu durum dönemleri bulunan dalgalanmalarla kendini gösterir. Tanımdan da anlayacağınız üzere İçinde birbirine zıt iki ruh halini barındırır. Bu evreler manik ve depresif olarak adlandırılır. Bu iki evreye ait birtakım belirtiler vardır. Bunlar:
Mani veya Hipomani Belirtileri:
- Aşırı derecede enerjik hissetmek
- Sürekli heyecanlı hissetmek
- Düşünce değişimindeki hız
- İyimserlik
- Odaklanmakta sorunlar yaşamak
- Az uyumak
- Hızlı konuşmak
- Cinsel istekte artış
- Aşırı neşeli olmanın tam aksine çok hızlı sinirlenebilme
- İştah problemleri
- Dikkatsizlik
- Bu belirtilere bağlı alkol ve uyuşturucu kullanma durumu
Bipolar Depresyon Belirtileri:
- Mani dönem aksine çok enerjisiz hissetmek
- Unutkanlık hali
- Ümitsizlik hissi
- Hiçbir şeyden zevk alamama
- İştah problemleri
- Yorgunluk
- Aileden ve yakın çevreden uzaklaşmak
- Uyku esnasında sık sık uyanmak
- İçe kapanıklık
- Keyif alarak yapılan faaliyetlere karşı ilgisiz olmak
- Kendini değersiz hissetmek
- İntihar girişiminden bulunmak şeklinde sıralanabilir.
Yukarıda ele alınan 2 evrede(manik-depresif) birey kendisine ve çevresine zarar verecek bazı davranışlarda bulunabilir. Mani dönemlerinde dürtüsel davranarak aşırı para harcayabilir, uygunsuz iş anlaşmaları yapabilir, bazı maddelere bağımlılık geliştirebilir, riskli cinsel davranışlarda bulunabilir. Depresyon dönemlerinde ise yeme ve uyku problemleri baş gösterebilir, intihar eyleminde bulunabilir. Bu nedenle bireyin ihtiyacı olan psikolojik destek sağlanmalı ve tedavi süreci başlatılmalıdır.
Bipolar bozukluğunun oluşmasına neden olan temel bir faktör bulunmamaktadır. Fakat yapılan araştırmalar sonucunda bireyin içinde bulunduğu sosyal çevre şartları, stresli yaşam olayları(kayıp, boşanma, mali sorunlar vb.), hormon düzeyi ve kalıtımın bu psikolojik rahatsızlık üzerinde etkisi olduğu bulunmuştur.
Bipolar bozukluğun tedavisinin temelini ilaç tedavisi oluşturur. Farmakolojik süreçte duygu durum dengeleyicileri, antidepresanlar ve antipsikotikler grubundaki ilaçlardan yararlanılır. Bunun yanında Psikiyatrik tedavi ile birlikte psikoterapi alınması da oldukça faydalıdır. Psikoterapide manik ve depresif atakları tetikleyebilecek stres faktörlerinin etkisinin azaltılması, stresle başa çıkma yöntemlerinin geliştirilmesi amaçlanır.
Burcu ŞAHİN
Yazılarımızdan anında haberdar olmak ve bizi desteklemek için abone olmayı unutmayınız.
0 Yorumlar