*BABAMI HİCVETMEZSEM NAMERDİM!* - Hempa Entelekya

*BABAMI HİCVETMEZSEM NAMERDİM!*



Nefi'nin memleketinden, Anadolu’nun kalbinden Erzurum'dan selam olsun herkese. Nefi ile başladık söze inşallah sonrası hayr olur hepimize. “Kafiye tutsun babamı hicvetmezsem namerdim” demiştir Nefi üstad. Sözünü dudaktan esirgemeyen, cesur ve zeki birisiymiş üstad. Sadece Nefi üstad değil eskilerde daha nice kelam erbabı vardır onun gibi adını işittiğimiz ya da işitmediğimiz bize unutturulmaya çalışılan. Günümüzde eski tariz, hiciv üstadları gibisini bulmak şöyle dursun onların yüzde yirmi beşi kadarını bulsak yine iyidir diye düşünüyorum. Üzülerek söylemek isterim ki her geçen gün saygıdan uzak hareketleri ve sözleri/söylemleri biraz daha fazla görür duyar olduk sanki. İşin daha da acısı bunlar sanki normalmiş gibi davranılıyor, yavaş yavaş benimseniyor fark edilmeden. Bu durum tariz, iğneleme, hiciv gibi alanları da etkilemiştir. Daha açık olursak bunlara günümüzde laf sokmak deniliyor maalesef.

Tariz, iğneleme, hiciv ve ya espriler vs. bunlar temelde iki şekilde yapılır : *birinci yol* halk ağzını, dilini kullanarak yani malzemeyi günlük hayattan, halkın temiz dilinden ve kullanımından alarak yapmaktır. *İkinci yol* ise affınıza sığınarak söylüyorum nahoş ve aşağılayıcı anlamları olan ifadeleri kullanarak ve ya bel altı ifadeleri diye bilinen ifadeleri kullanarak yapılabilir. Birinci durum bir zekanın, saygının, iradenin belirtisi iken ikincisi saygısızlığın ve zeka yokluğunun en büyük belirtisidir bence. Kısacası tariz, iğneleme ve ya nükte yaparken bu işin üstadları gibi birinci yolu kullanmak zor ama bir zekanın belirtisi iken ikinci yol kolayda olsa tarizde, hicivde vs. zeka geriliğinin ve acizliğin bir belirtisidir. Ne acıdır ki günümüzde insanlar “küçük kardeşlerimiz dahi” ikinci kısım üzerinden konuşur oldular. Onlara bazen kızamıyorum çünkü onlarda çevrelerinden büyüklerinden gördüklerini yapıyorlar. Hem bazı üniversiteli abileri ablaları bile tariz, hiciv ve ya espri yaparken kolay ama kötü olan ikinci yolu seçmişse onlar ne yapabilir.

Eğer biraz dikkat ile dinlersek etrafımızdakileri birinci yöntem için çok çok az ama ikinci yol için yüzlerce örnek duyabilirsiniz her gün. Bu konuyla ilgili ben kendi hayatımdan küçük bir örnek vereyim. Kısaca anlatayım size olayı; aynı üniversitede eğitim gördüğümüz bir arkadaş geçenlerde bir konudaki küçük ama seviyeli bir münakaşadan sonra “Neyse, haddini bil!” ifadesini kullandı. Efendim kan beynime fışkırdı bu ifadeyi duyunca. Kendisine kullandığı ifadeye dikkat etmesini söyledim lakin beyefendi öyle benimsemiş ki o ifadeyi ne var ne oldu diyor. Yaptığı savunma da sen de tariz, hiciv yapıyorsun diyor. Ben yapmıyorum demedim lakin ben hayatımda küfüre karşı olup karşımdaki kişiye saygı gösterip nahoş kelimeler kullanmadan bunu yapıyorum ki buna beni tanıyanlar da şahittir. Ona ikimizin çok farklı yolları kullandığımızı ve benim karşıdaki saygı sınırlarını aşmadıkça onu incitmemeye çalıştığımı belirttikten sonra haddini bil ifadesinin ne demek olduğunu söylediğimde “Sen abartıyorsun ben öylesine söyledim, herkese söylüyorum.” dedi. Ben iyice çıldırdım zira çıldırmamın sebebi hak etmeyen insanlara laf arasında öylesine haddini bil demek normalmiş gibi davranması. Kişinin dostu da olsa bu tarzda ifadeleri nasıl kullanır hala aklım almıyor. Biz bu aciz arkadaşa eyvallah deyip geçtik.  O kendi dünyasında eğlene dursun biz üslubunu bilenler ile yolumuza bakalım.

Gördüğümüz gibi çoğu insan nahoş ve ya gerçek anlamı ağır olan kişiliğe hakarete kadar giden kelimeleri duymayı ve ya söylemeyi o kadar benimsemiş ki normal geliyor. Gelin bu nahoş kelimelerden dilimizi de kulağımızı da yavaş yavaş uzaklaştırmaya başlayalım. Eminim ki onlardan uzaklaştıkça güzel dilimiz Türkçedeki güzel ve anlam dolu kelimeleri tanıyıp daha mutlu olabilirsiniz. Gel gelelim Nefi ve diğer üstadlardan bazı örneklere...



*ÖRNEK-1*

Millete erbâbı mansıptan biri eşek demiş,
Reddedilmez böyle bir söz, amma ki pek can sıkar...
Olsa da millet eşek, eşek diyen bilmez mi ki:
Sadrazamlarla vâliler de milletten çıkar...             (Eşref) 

(makam sahibi bir kişi, millete eşek demiş, bu söz reddedilmez ama çok can sıkar... Eğer Millet eşek ise, eşek diyen kişi bilmez mi ki; sadrazam ve valiler de milletin içinden çıkar...)



*ÖRNEK-2*

Şair İbnurrumi’nin iğneli dilinden bıkan hükümet başkanı, onu davet edildiği bir şölende zehirletiyor. Zeki şair, zehirlendiğini anlayınca meclisi terk ederken, “emir” ile aralarında şu konuşma geçer:
“Böyle birdenbire kalkıp nereye gidiyorsun?”
“Gönderdiğin yere”
” Bizim pedere selam söyle.”
“Cehenneme uğrayacak değilim.”
Bu yanıt hicvin en acı ve en ince biçimidir.



*ÖRNEK-3*

Yahya Kemal kıvrak zekâsıyla müşkül görünen her durumdan kolayca çıkmasını becerirdi. Bir gün Mehmed Âkif’le (ö. 1936) oturmuş sohbet ederlerken patavatsızlığı ve yüzsüzlüğü ile tanınan biri yanlarına geldi. Yahya Kemal’in heyecanla bir şeyler anlattığını görünce;

“–Üstad yine ne yalanlar atıyorsun bakalım!” diyerek hiç beklenmedik bir münasebetsizlik yaptı. Mehmed Âkif şaşırdı, kızardı ve üstadın yüzüne baktı. Üstad hiç bozulmamıştı. Âkif’i de kurtarmak ve de rahatlatmak istercesine bu densize hak ettiği cevabı verdi:

“–Üstad, Âkif’e seni methediyordum!..”



*ÖRNEK-4*

Yahya Kemal’i kendi döneminde eleştirenlerin birçoğu onun kabiliyetini, bilgisini, samimiyetini teslim ederler, ancak geçmişte kaldığını düşünerek onun bu yönünü tenkit ederlerdi. Ziya GÖKALP (ö. 1924) onun Osmanlı tarih ve kültürüne düşkünlüğünü îmâ ederek şöyle suçladı:

Harâbîsin harâbâtî değilsin,
Gözün mazîdedir âtî değilsin!
Bu tenkide Yahya Kemal’in yaklaşımı ise aynı tarzda ve muhteşemdir:
Ne harâbî ne harâbâtîyim,
Kökü mazîde olan âtîyim! 



*ÖRNEK-5*

Dönemin şeyhülislamı Nef’i için köpek ifadesini kullanınca Nef’i üstad şöyle cevap vermiş.

"Tâhir Efendi bize kelb demiş
İltifâtı bu sözde zâhirdir.
Mâlikî mezhebim benim zîrâ,
İtîkâdımca kelb tâhirdir."   
                               (Nef'i)


                                        Ebubekir SOYLU

Yazılarımızdan anında haberdar olmak ve bizi desteklemek için abone olmayı unutmayınız.

Email Hesabı:


Delivered by FeedBurner

Yorum Gönder

0 Yorumlar