SEVGİ ÜZERİNE... - Hempa Entelekya

SEVGİ ÜZERİNE...


Sevgi kelimesi her birey tarafından farklı algılanan, yorumlanan ve tanımlanan kavramlardan biridir. Aile sevgisi, kardeş sevgisi, doğa sevgisi, Tanrı sevgisi, kendini sevme… Esasında sevgi kavramı hayatın tüm alanlarında bireyle birlikte olan ve yaşamın en temel duygularından, varoluşsal amaçlarından biridir. Hayatımızda bu denli önemli olan sevgi kavramı için birçok kuramcı da belli fikirler öne sürmüştür. Bu fikirler içinde sevgiyi kuram olarak ele alan, sevmeyi sanat olarak gören bilinen en iyi kuramcılardan biri Erich Fromm’dur.

Fromm, insan davranışlarını temelde fizyolojik ihtiyaçlar ve varoluşsal ihtiyaçlar olarak ikiye ayırmıştır. Fizyolojik ihtiyaçları; açlık, susuzluk, cinsellik ve savunma olarak örneklendirirken varoluşsal ihtiyaçları ise karşılanması güç olan ve insana özgü davranışlar olarak belirtmiştir. Varoluşsal ihtiyaçlarımızdan ilki; ilişki ihtiyacıdır ve Fromm’a göre insanlar kendileri dışındaki dünya ile üç temel yolla ilişki kurmaktadır. Bu yollar; teslim olma, güç ve sevgidir.
Sevgi kavramını bireyi diğer insanlardan ayıran, duvarları yıkan, onu diğer insanlarla birleştiren etken bir güç olarak tanımlayan Fromm, sevginin insanda yalnızlık, ayrılık duygularını yenmesine yardım ettiğini ve yine de kendisi olarak kalmasını sağladığını belirtmiştir. İnsanın varoluşsal ihtiyaçlarının bir gereksinimi olan ilişki ihtiyacı ise ancak bu sevgi kavramının gerçek sevgi ya da olgunlaşmış sevgi ile karşılanması ile mümkündür. İnsanlarla ilgilenmek, onların gelişimine katkıda bulunmak ve gelişimlerini engellememek, verici olmak, tüm insanlığa karşı sorumluluk duygusu geliştirmek olgunlaşmış sevginin özellikleridir. Ve bu sevginin temel bileşenleri ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgidir.
Sevgi sevdiğimiz şeyin yaşaması ve gelişmesi için gösterdiğimiz aktif ilgilidir. Annenin çocuğuna bakması, onu emzirmesi, yıkaması, rahat etmesini sağlaması bu ilgiye en güzel örnektir. İlgiye bir diğer örnek hayvanlara, çiçeklere duyulan sevgidir. Bir kadın bize çiçekleri sevdiğini söylese ama onları sulamasa, çiçekleri sevdiğine inanmayız. İşte bu ilginin bulunmadığı yerden sevgi olmaz.

İlgi, sevginin bir başka yönünü ortaya çıkarır; bu da sorumluluktur. Sorumluluk bütünüyle gönülden gelen bir davranıştır, başka birisinin gereksinimlerine verdiğimiz yanıttır. Seven insan yanıt verir. Sevgide sorumluluk, karşıdaki insanın ruhsal gereksinimlerine yanıt verebilmektir.
Sorumluluk, sevginin bir diğer tamamlayıcısı olan saygıyla bir arada değilse zorbalığa ve karşındakini kendine bağlamaya dönüşebilir. Saygı sevilen kişiyi olduğu gibi kabullenmek ve değiştirmeye çalışmamaktır. “Sevdiğim kişinin büyüyüp gelişmesinin kendi yararına kendine göre olmasını isterim bana yararı dokunsun diye değil. Karşımdakini seviyorsam kadın olsun erkek olsun onunla bir duyarım kendimi; ama o kişidir, benim işime yarayacak bir nesne değildir.” Görüldüğü üzere sevgi saygıyı, saygı ise bağımsızlığı gerektirir.
Sevginin son tamamlayıcısı ise; bilgidir. Saygı duyabilmek için bir insanı tanımak gerekir. “Örneğin o açıkça göstermese de karşımdaki insanın kızdığını bilebilirim; ama onu bundan daha da öte anlayabilir, daha derinden de tanıyabilirim; huzursuz olduğunu, bir şeye üzüldüğünü, yalnızlık, suçluluk duyduğunu kavrarım. Böyle olunca, kızgınlığın daha derinde olan bir şeyden kaynaklandığını anlar, onu huzursuzluk içinde, sıkıntı çeken birisi, başka bir deyişle kızgın değil de acı çeken bir insan olarak görürüm.” Bu bağlamda, kişileri tanımak onları kendi bakış açılarıyla görüp anlamayı sağlar ve sevginin bir parçası olan bilgi dışta kalmaz, içe işler.
Tüm bu bileşenlerin sağlıklı bir biçimde bir araya gelmesi olgunlaşmış gerçek sevgiyi meydana getirir. Ve “Olgunlaşmamış sevgi der ki: Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var. Olgunlaşmış sevgi der ki: Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum.”


Kitap Önerisi
Sevme Sanatı – Erich Fromm
Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez.
Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyden anlamaz.
Hiçbir şeyden anlamayan insan değersizdir.
Oysa anlayan biri,
hem sever hem fark eder hem de görür...
Bir şeyde ne kadar bilgi varsa,
o kadar büyük sevgi vardır...
Bütün meyvelerin çileklerle aynı zamanda
olgunlaştığını zanneden biri,
üzümleri hiç tanımıyor demektir.
- Paracelsus

                                      Merve GÜVELİ


Yazılarımızdan anında haberdar olmak ve bizi desteklemek için abone olmayı unutmayınız.

Email Hesabı:


Delivered by FeedBurner

Yorum Gönder

0 Yorumlar