ANGUTU OKUMAK - Hempa Entelekya

ANGUTU OKUMAK

           Merhaba herkese. 

      Sayfaya biraz göz attıysanız kendini denemek isteyen kişilerin bir araya geldiğini zaten okumuşsunuzdur. Bizde kendini denemeye çalışan gariplerden biriyiz. Bilinenin aksine yazmak hiç basit ve kolay bir iş değildir. Bir yazı oluşturmak, kaleme almak, deyim yerindeyse mürekkebe kağıtta raks ettirmek kolay değildir. Yazmak hüner, cesaret, süreklilik ve daha bilmediğimiz nicesini ister. Biz de her garip insanoğlu gibi istenileni bulmaya ve ona
ulaşmaya çalışıyoruz. Aslında yazmak için okumak da gerek. Lakin nasıl okumalı, ne yapmalı, neleri okumalı?..

      Yazmak ve okumak güzel işler vesselam. Peki yazmak ve okumak sadece mürekkep ve kağıt ile mi olmalı? Sadece yazı mı okunur başka şeyleri ya da başka türlü okuyamaz mıyız?  Doğayı, insanları, öten bülbülleri okumaya çalışsak… Geçmişten bugüne hayatımızı, kendimizi okusak olmaz mı? Bazen aşkla bazen hüzünle ya da adını bilmediğimiz bir başka duygumuzla okusak olmaz mı?  Okumak üç hece, altı harf, tek kelime lakin okumak çok şey ister bazen de hiçbir şey…
 İnsanı okumakla anlamak arasında nasıl bir fark var bilmem belki zamanla buluruz. Ancak şunu biliriz ki öncelikle kendimizi okumalıyız, bilmeliyiz. Eskilerin dediği gibi kişi önce kendini bilmeli. Kendini okuyamadan, bilmeden nasıl bilebiliriz koskoca alemdeki diğer varlıkları ve nasıl yazabiliriz? Okumak için olağanüstü bir şeyler aramamıza gerek yok. Bazen derler ya sevgin, korkun vs. gözlerinden okunuyor. Mesela birisi aşık olmuşsa bunu onun her halinden okuyabilirsiniz.

   Aşk belki de okuması en güzel şeylerden biridir. Aşk deyince benim aklıma bazen angut kuşu gelir.  Angut kuşu sevdiğim hayvanlardan biridir. Angut kuşunu bilir misiniz? Hani bazen derler ya angut gibi niye bakıyorsun? İşte tam da oradaki anguttan bahsediyoruz. Çoğumuzun belki hala, belki de eskiden yanlış okuduğu o kuştan bahsediyoruz. Maddi anlamda belki deyim doğrudur lakin manevi olarak çok yanlışımız var. Angut nasıl bakar bilir misiniz?.. Angut eşi ölürken başında durur, gözlerini onun gözlerine diker, aşk ve sadakat dolu gözlerle bakar ona son nefesine kadar. Umurunda değildir bir avcının onu görmesi veya öldürmesi… İşte orada angut eşinin gözlerine arkası cesaret ve fedakarlık dolu bir aşkla bakar. Bazen biz de angut gibi baksak(manevi olarak tabi. Yoksa birine ve ya bir şeylere gözlerini dikip bakmak hoş bir şey değil.) kötü mü olur? Onları izlerken biz aşkı, sadakati, bağlılığı okuruz. Belki de daha fazla güzellik vardır da biz görmeyiz. Unutmadan insanoğlunun kaybetmeye başladığı bazı hasetler de çarpar gözlerimize yürek sızlatarak. Sadece onları o son anlarında izlesek, okusak ve onları yazsak yetmez mi? Sizleri bilmem lakin ben ne okumayı bilirim ne de yazmayı. Bu sebeptendir ki burada kaleme almaya çalışacaklarım cahilliğimizin işaretlerinden olacaktır muhtemelen. Elimizden geldiğince deneyeceğiz. Ne de olsa denemekten zarar gelmez e bide can çıkmadan ümit kesilmez demiş eskiler. Kim bilir belki zamanla okuma ve yazmayı bile öğreniriz.

                                                    ABDULLAH GARİP

Yorum Gönder

0 Yorumlar